MARKO POLO (1254-1324). Venedikli gezgin Marko Polo, Çin'e ve Asya'nın çeşitli yerlerine yaptığı gezilerde gördüğü yerleri ve edindiği izlenimleri anlatarak, Avrupa'nın Uzakdoğu uygarlıklarını tanımasını sağlamıştır.
Marko Polo tüccar bir ailenin çocuğuydu. Babası ve amcası Asya'ya ticaret amacıyla yaptıkları yolculuklarda Çin'e kadar gitmiş ve Pekin'de Hint-Türk İmparatoru Kubilay Han'ın konuğu olmuşlardı. İtalya'ya dönüşlerinde papaya Kubilay Han'dan bir mektup getirerek, hanın Hıristiyanlık konusunda bilgi edinmek isteğini ilettiler. İki yıl sonra 1271'de doğuya gitmek için yeniden yola çıkarken 17 yaşındaki Marko Polo'yu da yanlarına aldılar.
Denizyoluyla İskenderun Körfezi'ndeki Ayaş'a (Yumurtalık) gelen Pololar* Doğu Anadolu ve İran'dan geçerek Basra Körfe-zi'nde Hürmüz Boğazı'na vardılar. Deniz yolculuğunu tehlikeli bularak daha güvenli sayılan İpek Yolu'nu izlemeye karar verdiler (bak. ipek yolu). İran ve Afganistan'ı geçip Pamir Dağları'nı aştılar. Kaşgar, Yarkent, Hotan, Gobi Çölü ve Kuzey Tibet'ten geçerek Çin'e ulaştılar. Onlardan sonra 600 yıl boyunca hiçbir Avrupalı bu yoldan geçmedi.
Marko Polo üç buçuk yıl süren bu Asya yolculuğu sırasında gördüklerini sonradan öylesine ayrıntıyla anlatmıştır ki, geçtikleri yerleri nerdeyse adım adım izlemek olanaklıdır. Polo'nun yazdıkları kuşaklar boyunca gerçekdışı, çekici öyküler olarak algılandı. Çok sonra Sir Henry Yule ve Sven Anders Hedin gibi gezginler yazılanların doğru olduğunu ortaya koydu.